Beklentiler Niçin Bizi Esir Alıyor? Nasıl Kurtuluruz?
Eğer gerçekten mutsuz bir insana dönüşmek istiyorsanız, bunun en garanti yolu beklentilere sıkı sıkıya tutunmaktır. Bunu size hayatımdan…
Eğer gerçekten mutsuz bir insana dönüşmek istiyorsanız, bunun en garanti yolu beklentilere sıkı sıkıya tutunmaktır. Bunu size hayatımdan aldığım sayısız dersle söyleyebilirim.
Hayatımda yaşadığım en derin hayal kırıklıkları, en büyük mutsuzluklar hep beklentilerimden kaynaklandı.
Olmak istediğim insan, mesleğimde gelmek istediğim yer, ilişkilerim ve kişisel gelişimim… Hepsi bilinçsizce şekillenen beklentilerim tarafından yönetildiğinde beni içsel bir boşluğa sürükledi.
Peki ya siz?
Sizin hayatınızı farkında olmadan kontrol eden hangi beklentiler var?
Ve en önemlisi, bu beklentiler size ne kadar mutluluk getirdi?
Beklentiler ve Hedefler: Gerçek Fark Nedir?
Şu soruyu sorabilirsiniz: Gelecek için hedeflerimiz ve planlarımız olmayacak mı?
Elbette olacak. Ancak burada kritik bir fark var. Ben kendi zihnimde beklenti ve hedefi birbirinden şöyle ayırıyorum.
Beklentiler Nedir?
Beklentiler, zihnimizde kurguladığımız, bir olayın, bir kişinin ya da geleceğin belirli bir şekilde gelişeceğine dair senaryolardır.
Sonuç odaklıdırlar. Beklentiler yalnızca nihai sonuca kilitlenir, süreci göz ardı eder.
Katıdırlar. Esnekliğe izin vermezler; ya olur ya da olmaz.
Dış koşullara bağımlıdırlar. Bizi kontrol edemediğimiz olayların ve kişilerin eline bırakırlar.
Suçlama eğilimi yaratır. Beklentiler gerçekleşmediğinde genellikle dış koşulları ya da başkalarını suçlarız.
Sağlıklı Bir Hedef Nasıl Olmalı?
Hedefler, gelecekte başarmak istediğimiz şeyler için şu an elimizden gelenin en iyisini yapmaya odaklanır.
Süreç odaklıdırlar. Hedeflere ulaşma yolculuğu, sonuca ulaşmak kadar kıymetlidir.
Esnektirler. Beklentiler gibi katı değillerdir; gerektiğinde değişime açık kalırlar.
Kendimizi ya da başkalarını suçlamayız. Hedeflerimize ulaşamazsak, bunu bir hata olarak değil, ders çıkarmamız gereken bir deneyim olarak görürüz.
Beklentiler Bizi Kaygılandırırken, Hedefler Bizi “Şimdi”ye Davet Eder
Beklentiler zihnimizi hırsla ve kaygıyla doldurur; bizi hep sonuçlara odaklandırarak “şimdi”den koparır.
Hedefler ise tam tersine, bizi mevcut ana getirir, her adımı değerlendiririz.
Bu iki kavram arasındaki temel farkı belirleyen şey ise niyetlerimizdir. Bu nedenle, gerçek niyetlerimizin farkında olmak, beklentilere esir olmaktan kurtulmanın ilk anahtarıdır.
Beklentiler Bizi Esneklikten Uzaklaştırır
Beklenti, zihinsel bir tutunmadır. Bir duruma, kişiye ya da sonuca sıkı sıkıya sarıldığımızda, bu tutunma zamanla katılaşır ve bizi esneklikten uzaklaştırır.
Koşullar değişse bile beklentilerimizden vazgeçemeyiz; bu da bizi uyum sağlayamayan bireyler haline getirir.
Beklentilerimiz arttıkça, zihnimiz daha katı bir yapıya bürünür ve değişime karşı direnç gösterir.
Bu katılık, hayatın akışına karşı koymamıza neden olur. Değişen koşullara uyum sağlamak yerine, her ne pahasına olursa olsun beklentilerimize ulaşmaya çalışırız.
Esneklikten uzaklaştıkça, kontrolü kaybeder ve içsel huzursuzlukla baş başa kalırız.
Beklentiler Yüzünden Hayatın Rüzgârlarıyla Savrulmak
Sürekli başarı, övgü, kazanç ya da haz beklentisi, bizi belirsizlikten korkan bireyler haline getirir.
Her zaman kazanan, eleştirilmeyen ve acı çekmeyen bir kişi olma arzusu, hayatın doğal iniş çıkışlarını kabul edemememize yol açar. Bu da bizi içsel bir dengesizlik içine sürükler.
Hayatın getirdiği belirsizliklere direnmek, tıpkı bir gemiyi açık denizde sabit tutmaya çalışmak gibidir.
Gemiyi kıpırdamadan tutmak mümkün değildir; rüzgârlar ve dalgalar karşısında savruluruz.
Beklentiler de aynı şekilde bizi kontrolümüz dışındaki olaylara karşı savunmasız kılar ve hayatın akışına uyum sağlamamızı engeller.
Kendimizi Başkaları ile Karşılaştırmak ve Kıskançlığın Doğması
Beklentiler, başkalarıyla kendimizi karşılaştırdığımızda daha da güçlenir.
Sosyal medyada gördüğümüz başarılar, ilişkiler ya da yaşam tarzları, kendimize dair gerçekçi olmayan beklentiler yaratmamıza neden olur. Kendi yolumuzu ve gelişimimizi sorgulamaya başlarız.
Bu kıyaslama, zamanla kıskançlığı doğurur.
Başkalarının sahip olduğu şeylere ulaşma isteği bizi içsel bir yarışa sokar. Kıskançlık arttıkça, daha fazla beklenti yaratır ve bu döngü hem tatminsizlik hem de yetersizlik hissiyle sonuçlanır.
Kendimizi başkalarına göre değerlendirirken, özgün yolumuzu kaybederiz.
Beklentiler İlişkilerimizi Bozar
Başkalarından beklentiler geliştirmek, onların davranışları üzerinde kontrol sahibi olma yanılgısına yol açar.
Ancak kimseyi kendi isteklerimize göre değiştiremeyiz.
Başkalarından belirli tepkiler veya davranışlar beklemek, kaçınılmaz olarak hayal kırıklığı ve öfkeye neden olur.
Bu durum, ilişkilerde güvensizlik ve yanlış anlamalara yol açar.
Diğer kişiyi değiştirme beklentisi, sağlıklı iletişimi engeller.
Beklentilerin kontrol edilemez olması, ilişkilerin temelindeki güveni ve anlayışı zedeler. Karşılıklı anlayış ve kabul, ilişkilere huzur getirirken, beklentiler bu dengeyi bozar.
Sürekli Olarak Kendimizi Eleştiririz
En büyük beklentiler ise kendimize yönelik olanlardır.
Daha iyi bir ebeveyn, başarılı bir çalışan, mükemmel bir eş ya da sürekli gelişen bir birey olma beklentisi, üzerimizde yoğun bir baskı yaratır.
Bu beklentiler, bazı durumlarda kontrolümüz dışında olan durumlara dayanır; fakat biz tüm sorumluluğu kendimize yükleriz.
İstediğimiz şeyler gerçekleşmediğinde, hayal kırıklığı ve öfkeyi kendimize yönlendiririz.
Sürekli olarak yeterli olmadığımızı hissetmek, içsel bir huzursuzluk yaratır. Aslında, belki de her şey yolundadır, fakat yarattığımız bu beklentiler, gerçek huzuru görmemizi engeller.
Beklentiler Olmadan Kendimizi Nasıl Geliştireceğiz ve Motive Edeceğiz?
Çoğu insan, beklentilerin motivasyon kaynağı olduğunu düşünür. Oysa gerçek motivasyon, beklentilerden değil, anı kabul etmekten ve elimizden gelenin en iyisini yapmaktan gelir.
Beklentiler, genellikle toplumsal ve kültürel şartlanmalardan kaynaklanır ve farkında olmadan bizi istemediğimiz şeylerin peşine sürükler.
Beklentilerden kurtulduğumuzda, neyi gerçekten istediğimizi daha net görebiliriz.
İçsel tatmin, sadece sonuçlara odaklanmaktan değil, sürecin kendisini kabullenmekten gelir. Bu farkındalık, bizi daha anlamlı ve gerçek isteklerimizin peşinde koşmaya yönlendirir.
Gerçek gelişim, beklentilerden bağımsız olarak, içsel bir süreçtir.
Beklentisiz Olma Beklentisi de Bir Beklentidir
Beklentilerden kurtulmanın, bazen kendisi bir beklenti haline gelebilir.
“Beklentisiz olmalıyım” düşüncesi bile bir baskıya dönüşebilir.
Bu süreçte farkına varmadan yeni bir beklenti yaratırız ve böylece kendimizle çelişen bir döngüye gireriz.
Bu durumda yapılması gereken, beklentilerimizi yok etmeye çalışmak yerine, onları fark etmektir.
Beklentilerin nereden doğduğunu, hangi arzulara ya da korkulara dayandığını anlamak önemlidir.
Eğer bu süreci düzenli olarak gözlemler ve beklentisiz olma baskısına kapılmadan yaşarsak, zamanla beklentiler kendiliğinden azalır ve içsel bir özgürlük doğar.
Beklentilerinizin Farkına Varın ve Küçük Değişimlerle Başlayın
Mutsuzluklarımızın çoğu, farkında olmadığımız beklentilerimizden kaynaklanıyor.
Beklentilerinizin farkında olmak, bu döngüyü kırmanın ilk adımı olabilir.
Ben de bu yolculukta çok şey öğrendim ve sizinle değerli hocam Ufuk Çakmakcı’dan öğrendiğim, biraz değiştirerek bizzat uyguladığım egzersizi paylaşmak istiyorum. Bu linkten ulaşabilirsiniz. Bu çalışma, beklentilerinizin ne kadar derinlere işlediğini fark etmenize ve onları anlamlandırmanıza yardımcı olabilir.
Eğer kendinizle daha derin bir bağlantı kurmak istiyorsanız, bu adımları deneyebilirsiniz:
Beklentilerinizi fark edin.
Kendinizden başlayarak, hayatınızdaki kişilere ve alanlara dair beklentileriniz üzerine düşünmek faydalı olabilir.
Bu, kendiniz, ilişkileriniz, iş hayatınız ya da kişisel gelişimle ilgili olabilir. İlk başta farkında olmasanız bile, zamanla belirginleşebilir.Önyargısız yaklaşın.
Beklentilerinizin olmadığını düşündüğünüz yerlerde bile durup biraz zaman ayırın.
Yakın ilişkileriniz, zaman ve emek harcadığınız alanlar da dikkate alınmalı.
Kendinize karşı dürüst olmak, yeni farkındalıklar kazanmanıza yardımcı olabilir.Derinlemesine düşünün.
Beklentilerinizin netleşmesine izin verin. Her alan veya kişi için beklentilerinizi yazın.
Bu beklentilerin arkasına saklanmış gizli niyetler olabilir, onları açığa çıkarın.Yargılamadan fark edin.
Çalışmayı yaparken kendinizi ya da başkalarını yargılamayın.
Sadece farkında olun. Farkındalık, özgürlüğün anahtarıdır.Adım atın.
Beklentilerle ilgili hemen atabileceğiniz adımlar varsa, bu adımları atmayı düşünün.
Bazen küçük bir hareket büyük bir rahatlama getirebilir.Kontrolün sizde olmadığını kabul edin.
Çoğu beklentinin sizin kontrolünüzde olmadığını fark edeceksiniz.
Bu farkındalıkla birlikte, bu beklentileri bırakmayı deneyin.Sabırlı olun.
Beklentilerinizi hemen bırakmak mümkün olmayabilir. Bu bir süreçtir.
Yavaş yavaş, farkındalıkla ilerlediğinizde her şey değişmeye başlayacak.Gerçekçi olun.
Bazı beklentileri tamamen bırakmak gerçekçi olmayabilir, ancak onları azaltmak mümkündür.
Şiddetini azaltmaya odaklanın.Duygularınızı gözlemleyin.
Beklentilerinizin sizde yarattığı kaygı, endişe ve korkulara dikkat edin.
Bu duyguları bastırmak yerine farkında olun ve gözlemleyin.
Bu egzersizi yapmak, hayatınızda küçük ama anlamlı bir değişimin ilk adımı olabilir.
Bu adımları denemek, farkındalığınızı artırmanıza ve beklentileriniz üzerinde daha fazla düşünmenize yardımcı olabilir.
Ben de bu süreçte kendi farkındalığımı artırmak için bu yöntemi kullandım ve sizin de faydalanabileceğinizi umuyorum.
Size destek olması için hazırladığım dökümanı indirip kendi temponuzda bu çalışmayı yapabilirsiniz.
Umarım, size de bir fark yaratır.
Her zamanki gibi aydinlatici bir yazi olmus. Farkinda olmadan beklentiler yarattigimi farkettim:)